Eneri
Piyasası Düzenleme Kurumu hazırlamış olduğu “Elektrik Dağıtım Şirketleri ile
Görevli Tedarik Şirketleri Çağrı Merkezleri Hizmet Standartlarına İlişkin Usul
ve Esaslar” ı belirlediği yönetmelik taslağını yayımlayarak, bu konuda
05.09.2016 tarihine kadar görüşler talep etmektedir.
Bu taslağa göre;
Sesli yanıt
sistemi olan çağrı merkezlerinden bilgi talebinde bulunanın, çağrı merkezine
bağlandıktan sonra azami 45 saniye içerisinde (kişiye
özel ve/veya geçici bilgilendirmeler, ilgili mevzuat gereği yapılan
bilgilendirme anonsları ile karşılama anonsları dâhil değildir.)
operatöre bağlanma seçeneğine ulaşılabilmesi,
Çağrı merkezine bağlanılmasından itibaren
sesli yanıt sisteminde iki dakika içerisinde herhangi bir işleme ulaşamayan
tüketicilerin otomatik olarak operatörlere yönlendirilmesi,
Her başvurunun;
Bir takip numarası oluşturulması ve
bu numaranın müşteriye bildirilmesi,
Cevap ve bilgilendirme için
yapılacak geri dönüşlerin tüketicilerin talebine uygun olarak, e-posta, telefon
veya SMS yoluyla ya da yazılı olarak bilgilendirmenin sağlanması,
Çağrı merkezi aramaları ve çağrı
merkezi üzerinden yapılan telefonla sesli aramaların kayıt altına alınması,
Çağrı merkezlerinin standartlara
uygun işletildiğinin ve raporlamaların müteakip yıl Mart ayı sonuna kadar EPDK’ya
sunulacağı,
Gibi, birçok önemli konu yönetmelik
taslağına alınmıştır,
Fakat burada çok önemli bir mesele
ise, çağrılara verilecek cevaplara bir zamanlama sınırı konulmamış olmasıdır
ki, standartlara uymayan çağrı merkezi işletmecilerine veya raporlamalarda
manipülasyon yapılarak EPDK’ya yanlış bilgi verilmesi durumunda yapılacak yaptırımlardan
ve çağrı merkezi aracılığı ile sorununu çözemeyen tüketicilerin sorunlarını
çözebilmek için izleyebilecekleri işlemler de belirtilmemiştir ki?
Faturası veya ödeme bildirimi bile
yapılmadan altı sıfırlı bir elektrik borcu sürprizi ile karşılaşan bir
tüketicinin ilgili tedarikçi şirkete,
Tüketici
hizmetleri yönetmeliği ve Anayasal hakkı olan dilekçe hakkını kullanarak yazılı
olarak yaptığı başvuruya 16 aydır olumlu veya olumsuz bir cevap alamadığı
halde, mağrur tedarik şirketi karşısında tüketicinin devam eden mağduriyeti ve
çağrı merkezi yönetmelik taslağında standartların ihlali konusunda herhangi bir
idari yaptırımdan bahsedilmediği dikkate alınırsa;
Çağrı merkezi kurulumunun birinci
amacının istihdama katkı yaratmak olduğu izlenimi doğmaktadır. Çağrı
merkezlerinin istihdam yaratması istenilen bir durum olmasına rağmen, diğer
taraftan çağrı merkezlerinin tüketicilerin sorunlarına çözüm üretmesi de o
kadar önemlidir.
Ayrıca, yönetmelik taslağının
5.maddesinin (c) bendinde çağrı cevaplandırmalarda tüketicinin ana ve alt menülerdeki
bekleme ve geçiş sürelerinde “reklamlar,
duyurular ve bilgilendirmeler” den bahsedilmektedir,
Bu gün, çağrı merkezleri bekleme
sürelerinde her ne kadar müzik dinlemeye alışmış olsak da, özellikle tesisat
numarası tuşlanarak yapılacak bilgi edinme işlemlerinde
Tüketicinin
tüketim bilgileri dikkate alınarak yapılacak reklamların hedef tüketim
gruplarına erişimde yazılı ve görsel reklamlardan daha keskin ve etkili
olabileceği düşünülürse, çok yakında elektrik dağıtım ve tedarik şirketlerinin
çağrı merkezlerinde reklam dinlemeye başlayacağımızı düşünebiliriz.
Ticari
işletmelerin gelir yaratma çabaları varoluşları sebebidir fakat burada, süreç
her aramada bekleme sürelerinin limitlerine kadar tüketiciye reklam dinletme zorunluluğuna
dönüşürse o zaman çağrı merkezlerinin, çözüm üretiminden çok gelir yaratma
fonksiyonu kazanmasına neden olacağı görülmektedir.
Özellikle bu dönemde başta tüketici dernekleri
olmak üzere tüm duyarlı ilgililerin yönetmelik taslağı konusunda görüşlerini
EPDK’nun internet sitesindeki açıklamaya uygun formatta görüş belirtmeleri önemlidir.
Coşkun
Tezel
coskuntezel44@gmail.com