6.Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler
Kongre ve Fuarı (ICSG 2018) açılışında konuşan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
Başkanı Mustafa Yılmaz, konuşmasında;
“Aklı kullanmadan enerji sektörü yönetiminin başarılı
olamayacağını, 2018 ve sonrası için şirketlerden akıllı şebeke ve alt
sistemlerine yönelik yatırım yapmalarını beklediklerini” ifade eden Yılmaz,
“Bütün şirketler ya akıllanacak ya da bu sektörden aklanacaklar” diyerek
“İleri teknolojilerin şebekelere kazandırılması için
AR-GE faaliyetlerini destekleyeceklerini, fakat Türkiye’yi çöplük hale
getirecek projelere tahammülleri olmadığını”
ifade etmiştir.
İşin aslına bakılırsa “Akıllı Şebeke” kavramının net
olarak tanımı konulmamış olmasından kaynaklanan bir karmaşa yaşandığı
gerçektir, bazı dağıtım şirketleri akıllı şebeke konusunda oldukça detaylı
çalışmalar yaparken,
Bazı dağıtım şirketleri Akıllı Şebeke kavramını sadece
uzaktan sayaç okuma (OSOS) kapsamına hapsettikleri görülmektedir, her türlü
şartta ise dağıtım şirketlerinin özelleşmesinden bu güne kadar Akıllı Şebeke
uygulamasında pek fazla gelişme yaşanmadığı görülmektedir.
Oysa bahsedilen hiçbir akıllı uygulama, yapay zekâya
sahip olmadığından akıllı şebekeler de sadece tasarımcılarının planladıkları
kadar verimli olabileceklerdir.
Bir akıllı şebeke uygulamasında;
·
Trafo bölgesi bazında gerçek zamanlı ölçüm yapılarak
kayıp/kaçak analizi,
·
Akıllı şebeke uygulaması Müşteri İlişkileri Yönetimine
(CRM) entegre edilerek daha etkin abone yönetimi,
·
Akıllı Şebeke uygulamasının Coğrafi Bilgi Sistemine
entegrasyonu ile, şebeke yönetimi, varlık yönetimi ve tüketicilerin lokasyon
bazında kümelenmesi ile etkin abone yönetimi,
·
Uzaktan erişim ile sayaç endeksi dışında, sayaç ve
elektrik enerjisi ile ihtiyaç duyulan tüm bilgilerin sağlanması
Gibi birçok aktif fayda sağlanabilecektir.
Burada asıl önemli olan yapılacak uygulamaların yasal
altyapılarının da önceden hazırlanmış olması gerekecektir,
Bir saat içerisinde uzaktan tüketim değerleri okunmuş
olan milyonlarca elektrik sayacının faturalarının tüketicilere nasıl
ulaştırılacağı, e fatura veya SMS gibi uygulamalar ile fatura ve ödeme bilgisi
bildirimlerinin geçerlilikleri bir yasal zemine oturtulması gerekmektedir.
EPDK başkanının bu
açıklamasının yanında;
Bundan bir ay öncesine
gidersek 2018 yılı 2.dönem elektrik satış bedeline yapılan zam bir yana dağıtım
şirketlerinin gelirlerinin bir bölümünü oluşturan Dağıtım hizmet bedelinin
düşürülmesi,
Aslında biraz suyun bittiğini
her şirketin başının çaresine bakmayı öğrenmesi gerektiğinin şirketlere açık
ilk sinyali gibiydi,
Bir taraftan bakıldığında ise,
bu güne kadar ayrım yapmadan tüm elektrik şirketlerinin faydalı uygulamalar
yaptığı, kayıp kaçağı düşürdüğü yönünde açıklamalar olması yanında nedense bu
güne kadar sektörün günah keçisi olan akaryakıt dağıtım şirketlerine EPDK
tarafından sürekli cezalar yazılırken her nedense bu denetimlerden elektrik
dağıtım şirketleri sanki muaf tutuldu.
Hiçbir başarı hikâyesi olmayan, başarı hikâyesi yazamadan
başkalarının başarı hikâyesine sığınıp, başarılı şirketlerin gölgesinde bu güne
kadar durumu idare eden çürük elmaların seçileceği zaman geldi mi? Yoksa bu
başarısızlığın faturasını tüm tüketiciler, kayıp /kaçak bedeli olarak
devam mı edeceğiz. Yakında göreceğiz.
Coşkun Tezel
coskuntezel44@gmail.com