25 Aralık 2016 Pazar

Kayıp/Kaçak Hedef Oranı, Bildiğiniz Gibi

15.12.2016 tarihli Habertürk Gazetesindeki habere göre 21 Elektrik dağıtım şirketinin 2017 yılı için Kayıp/Kaçak hedef oranlarının yeniden belirlendiği, buna göre bazı dağıtım şirketlerinin Kayıp/Kaçak hedefi oranlarının 2017 yılı için artırılırken bazılarında indirim yapılmıştır.
            Bu konuda Gazeteye açıklamada bulunan Tedaş eski genel Müdürü Osman Nuri Doğan “kayıp-kaçak bedelinin, faturasını düzenli ödeyen aboneye yansıtıldığını,  uygulanan ulusal tarife nedeniyle 21 bölgenin kayıp kaçak maliyetinin hesaplanarak bulunan bedelin tüm abonelerin faturalarına yansıtıldığını,
Dağıtım şirketi, hedef oranların altına düşerse bunu ‘bonus’ olarak doğrudan gelir hanesine aktardığını, hedefin üstündeki kayıp/kaçak oranının ise hedefle gerçekleşme arasındaki fark dağıtım şirketinin kasasından çıktığını belirtmiştir.
Aynı haberde EPDK’nın da bir açıklamasına yer verilerek “ elektriğe kayıp kaçak kaynaklı zam yapılacağına dair haberler yayımlandığı belirtilerek, faturalarda bu yönde bir artışın söz konusu olmadığı kaydedilirken, Türkiye'deki toplam kayıp kaçak yükünde azalmanın söz konusu olduğuna dikkat çekilen açıklamada,
"Bazı dağıtım şirketleri için büyük tüketici çıkışlarından kaynaklı kayıp kaçak hedeflerinde küçük oranda artış olsa da Türkiye ölçeğinde bakıldığında 2016’dan 2017’ye geçişte kayıp kaçakta azalma vardır. Sonuç olarak elektrik faturalarında kayıp kaçak kaynaklı herhangi bir artış söz konusu değildir" denilerek konuya açıklık getirildi.
21.06.2016 tarihinde ise bloomberght.com haber sitesinde ELDER genel sekreteri Uğur Yüksel’in kaçak/kayıp konusundaki açıklamaları yayımlanmış,
Dağıtım şirketleri olarak kayıp/kaçağı bir kader olarak görmediklerini, mücadelenin sonda oranların tek hanelere düşeceğini belirterek,
Türkiye'de özelleştirmelerle kaçak elektrik tespiti noktasında ciddi mesafe alındığını,
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinin tamamlanmasıyla 2014'te 651 bin kişinin kaçak elektrik kullandığının belirlendiğini, 2015 yılında ise 550 bin kişinin kaçak kullanımdan mahkemeye verildiğini ifade ederek, kaçak/kayıp mücadelesinin sürdüğünü belirtmiş,
(Haberin tümünehttp://www.bloomberght.com/haberler/haber/1887998-kacak-elektrik-kullanan-250-bin-kisi-yakalandi linkinden ulaşabilirsiniz.) olmasına rağmen, bazı bölgelerde hedef kayıp oranlarında özelleştirmeden bu güne kadar iyileşme yönünde bir gelişme olmadığı görülmektedir.
Kayıp/Kaçak sorunu sadece ülkemize has bir durum olmamakla birlikte sorunun iyileşme yönünde gelişme gösteremeyip kronik kale gelmesi ise neredeyse bize has bir durum olarak görülmektedir.
Yıllardır aynı taktikle kaçak elektrikle mücadele ederek farklı sonuçlar beklemenin bir faydasının olmadığı görülmesine rağmen, kaçak elektrik kullanımını doğuran iç ve dış sebepleri doğru analiz etmeden, sebeplere göre iş modelleri geliştirmeden başarı sağlanması oldukça zor görülmektedir.
Oysa kayıp/kaçak’la mücadelede başarı kazanmak kolay olmasa da imkânsız değildir, yüzde ellilerdeki kaçak/kayıp oranlarını on beş, yirmi puan düşürmek yüzde onlardaki kayıp/kaçakta bir düşürmeye göre oldukça daha kolaydır.
Her yıl hedef kayıp/kaçak oranları yükseltilen dağıtım şirketlerinin kaçak/kayıp’la mücadele etmesi için bir zorunlulukları kalmadığı gibi tüketiciler tarafında ise kaçak elektrik kullanımı üzerinde olumsuz etki yaptığı dikkatten kaçmamalıdır.
En ileri teknolojiler ve en verimli iş modelleri ile kayıp/kaçak mücadelesine bugün başlanmış olsa bile, onlarca enerji alış/veriş noktasının test edilerek varsa ölçüm hatalarının düzeltilmesi ile milyonlarca tüketim noktasının denetim altına alınması birkaç gün veya birkaç aylık süreç olmadığına göre,
En etkin şekilde mücadelenin tamamlanmasının ve etkilerinin görülmesinin aylar alacağı düşünülürse 2017 yılı gerçekleşen kaçak/kayıp sonuçlarının mevcut oranlara yaklaşık olacağı, bu nedenle de 2018 yılı hedef kayıp/kaçak oranlarında artış olmasa bile en iyi ihtimalle mevcut oranlara yakın olacağını düşünebiliriz. Nasıl olsa dağıtım şirketlerinin düşüremediği veya düşürmek için yeterli çabayı göstermediği kayıp/kaçak bedeli tüketiciler tarafından ödenmektedir.
coskuntezel44@gmail.com

11 Aralık 2016 Pazar

Reaktif Enerji Bedeli Nedeniyle Oluşan Ticari Kayıplar.

24.12.2015 tarih ve 5966-24 sayılı EPDK Kurul Kararı’nın 13.maddesine göre, tüketiciler açısından;
            Mesken aboneleri,  Aydınlatma aboneleri, tek fazla beslenen aboneler ile kurulu gücü 15 kW (bağlantı gücü 9 kW)’a (dâhil) abonelere reaktif enerji uygulanmaz.
            Sözleşme gücü 9 kW ve daha büyük olan tüketicilerde, Aktif, Endüktif ve Kapasitif ölçümü yapabilen kombi sayaçlar kullanımı zorunludur.
            Sözleşme gücü 9kW ile 29,9 kW arasında olan tüketiciler aktif tüketimin, % 33’ü kadar Endüktif, % 20’si kadar Kapasitif sınırını geçmeleri,
            Sözleşme gücü 30 kW üstünde olan tüketicilerin ise % 20 Endüktif, % 15 Kapasitif
Sınırını geçmeleri halinde sınırı aşan Endüktif veya Kapasitif değerin tamamı,
Endüktif ve Kapasitif reaktif sınırlarının ikisini birden aşan müşterilere, endüktif veya kapasitif aşım değerinin en yüksek olanının tamamı,
            Güncel tarifedeki reaktif birim fiyat üzerinden fiyatlandırılır.
            Kullanıcı kusuru nedeniyle sayaçların Endüktif ve Kapasitif değer kaydetmemesi (sıfır değer kaydetmesi) o dönem tüketilen aktif enerjinin % 90’ı kadar miktar güncel tarife üzerinden reaktif enerji bedeli hesaplanır.
            Tüketicilerin,  kompanzasyon tesisini kurmuş olması reaktif cezadan kurtulmak için yeterli olmaz, reaktif cezadan kurtulabilmek için öncelikle;
            Tüketim tesisinin reaktif güç değişimlerinin doğru analiz edilerek ihtiyaca göre uygun bir kompanzasyon tasarımı ile tüketim tesisin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kompanzasyon tesisinin kurulumu yapılabilir.
            Her tüketim tesisinin reaktif güçleri farklılıklar barındırabilir, fakat her tesisin reaktif çözümü mutlaka vardır,
            Maliye Bakanlığının 26.07.2010 tarih ve B.07.0.BMK.0.06.12.390 sayılı genelgesi ile elektrik faturalarındaki reaktif bedellerin ödenmesi belirtilmekle birlikte bu nedenle oluşacak olan kamu zararının sorumlulardan tahsil edileceği belirtilmiştir, bu nedenle özellikle Merkezi idare kapsamındaki kamu idarelerinden;
            Bazı kamu tüketicilerinin, elektrik faturalarındaki reaktif bedellerin aktif bedel olarak gösterilmesini talep etmektedirler, bu durum ise hem elektrik şirketleri için hem tüketiciler için ticari kayıp demektir.
            27.09.2012 tarih ve 28424 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan EPDK’nın 12.09.2012 tarih ve 4019 Sayılı Kurul Kararı çerçevesinde Dağıtım ve Perakende hizmetlerinin Hukuki ve İdari ayrıştırılması sonucunda Dağıtım ve Görevli Tedarik şirketleri gelirleri de belirlenmiş,
            EPDK’nun 30.12.2015 tarih ve 5999-3 Sayılı kararı uyarınca Dağıtım şirketi gelirleri ve uygulamaları belirlenmiştir. Bu karara göre Dağıtım şirketleri gelirlerinden olan Dağıtım sistemi kullanıcılarına tahakkuk eden reaktif enerji bedelinin, dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye fatura edileceği,  ilgili tedarikçilerin ise kendilerine fatura edilen bu bedeli ilgili tüketiciye yansıtacağı belirtilmiştir.
            Şayet kamu kurumlarının benzer taleplerinin tedarik şirketleri tarafından uygulanması durumunda ise tüketicinin reaktif bedeli ödemesi dışında bir kaybı oluşmazken, dağıtım ve tedarik şirketlerinin konumuna göre farklı ticari kayıpları oluşmaktadır.
                1.Tüketici tedarikçisinin Görevli Tedarik Şirketi (GTŞ) olması durumunda;
            Dağıtım şirketi ile görevli tedarik şirketi arasında reaktif bedelin, ilave tüketim gibi formüllerle aktif tüketim olarak faturaya yansıtılması durumunda;
            1.1.Tüketicinin kompanzasyon tesis ve takibi konusundaki görevini ihmal etmesi nedeniyle tüketici faturasında oluşacak fazla ödemenin kaynağının gizlenmesinde ve tüketicinin kurumunda bilgilerin manipüle edilmesine katkı sağlamış olur.
            1.2.Reaktif tüketim bedelinin aktif bedel olarak faturaya yansıtılması nedeniyle dağıtım şirketi gelir kaybına uğramış olur, dağıtım şirketinin uğradığı bu gelir kaybı görevli tedarik şirketi lehine;
            Tüketicinin belediye mücavir alanında olup olmamasına bağlı olarak, TRT fonu, Enerji Fonu ve Belediye Tüketim Vergilerinin matrahının aktif enerji bedeli olması nedeniyle Reaktif enerji bedelinin en az %3 en fazla % 8’i oranında, gelir kaybına uğramış olur.
            1.3.Yıllık enerji bilançosunda hissedilebilir etkisi olmasa da, aylık satış hacmi ve aktif satış olarak gösterilen reaktif tutarın büyüklüğüne göre aylık kayıp/kaçak oranları üzerinde olumlu etki göstererek dağıtım şirketinin kayıp/kaçak oranlarında manipülasyona sebep olur.
            2.Tüketicinin tedarikçisinin Bağımsız Tedarik Şirketi (BTŞ) olması ve Ölçüm sonuçlarına göre tahakkuk etmesi gereken reaktif bedelin tahakkuk ettirilmemesi veya aktif tutar içerisinde gösterilmesi halinde;
            2.1.Reaktif bedelin aktif tüketim olarak fatura edilmesi durumunda, yine 1.2. maddesinde olduğu gibi Bağımsız Tedarik Şirketi (BTŞ) vergi ve fon yükümlülüğü nedeniyle Reaktif enerji bedelinin en az %3 en fazla % 8’i oranında gelir kaybına uğraması yanında,
            2.2.Dağıtım şirketinin takibi neticesinde Bağımsız Tedarik Şirketine keseceği Reaktif bedel tutarını da ilgili dağıtım şirketine ödemek zorunda kalacaktır.
            2.3.Şayet Dağıtım şirketi tüketim takibini yapmaz ise Bağımsız Tedarik Şirketinden enerji kullanan tüketicilerden Reaktif bedel tahakkuk edenlerden alacağı olan Reaktif enerji bedelini ilgili şirkete fatura edemez ve ciddi gelir kaybına uğramış olur.
Tüketiciler açısından, öngörülemez bir elektrik faturası ile karşılaşmak yerine, öngörülebilen bir bütçe ile kompanzasyon tesis etmekle bir taraftan öngörülemez elektrik faturaları engellenirken bütçe dengeleri de sağlanmış olacaktır.

Coşkun Tezel
coskuntezel44@gmail.com