ICSG İstanbul 2016’nın
açılışında bir konuşma yapan Enerji Bakan Yardımcısı Sayın Ali Rıza Alaboyun,
akıllı şebekelerden kastın “Parayı, mekânı ve Zamanı çok iyi yönetmek” olduğunu
ifade ederek çok net ve kısa bir anlatımla konuyu özetlemiştir.
Son yıllarda sürekli olarak gündemimizi, Akıllı
şebekeler, akıllı sayaçlar, akıllı telefon, akıllı şehir, akıllı bina ve akıllı
televizyon v.s. gibi gündelik yaşamımızı etkileyen birçok sistemin adının akıllı
olması gündemimizi meşgul etmektedir.
Peki, hangi ürünler kime göre ve ne kadar akıllı
cihazlardır? Şüphesiz ki cihazların akıllılığı kişilerin beklentilerinin
karşılanabilmesi ile ölçülebilmektedir, bu da tamamen zaman ve diğer teknolojiler
ile doğrudan bağlantılı olup, insanların hayal gücü ile sınırlı bir süreçtir.
İlk jenerasyon akıllı sayaçlar ile bugünkü akıllı
sayaçların kıyaslanmasında, günümüzdeki elektrik sayaçlarının neredeyse bir
enerji analizörü kadar bilgi topladığı ve depoladığı gibi, uzaktan erişimle,
açma/kesme işlemleri gibi taktik operasyonların yapılması yanında aynı zamanda
sayaçlarla uzaktan haberleşme gibi fonksiyonları ile ihtiyaçlar çerçevesinde
gelişimlerine devam ettiği görülmektedir.
Yirmi bir Elektrik Dağıtım bölgesinden kayıp/kaçak
oranları açısından en sıkıntılı üç bölgeden biri olan Vangölü Edaş (VEDAŞ),
kongre kapsamında kaçak elektrik kullanımına müdahale etmek amacıyla
İstanbul’dan Van’daki bir tüketicinin elektriğini uzaktan kontrol ve müdahale
yöntemiyle kesmiş,
VEDAŞ Genel Koordinatörü Osman AKYOL’un sunumu sırasında
verdiği bilgilere göre, proje öncesi bölgelerinde yüzde 65 olan kayıp kaçak
oranının projenin hayata geçirilmesi ile yüzde 15’lere düştüğü, akıllı şebeke
yönetiminde ise PLC teknolojisi kullandıkları belirtilmiştir.
Şayet bu verilerde bir hata yok ve kesinleşmiş oranlarsa,
gelinen bu nokta çok büyük bir başarıdır, bu başarı hikâyesi sonucunda düşen
kayıp kaçak oranlarının tarifelere yansıması ile tüm tüketiciler bu başarıdan
fayda kazanmış olacaklardır.
Her ne kadar tüm kaçak kullanım şekilleri uzaktan
izlenerek kullanım yeri olarak tespit edilemeyecek olsa da akıllı şebeke
uygulamaları ile trafo bölgesine kadar hedef tespiti yapılabilmektedir.
Sistem kurulumu ve işletilmesi yanında, sistem
kurulumunda bölgedeki tüketicilerin ve yerel yönetimlerin desteğinin
kazanılarak, bu güvenin sistemin kurulumunda desteğe dönüştürülmüş olması ile
yıllardır kazanılmış alışkanlıklara rağmen sistemin hayata geçirilmiş olması da
ayrı bir başarıdır.
Yeni teknolojilere uygun iş
modellerinin yasal dayanaklarla desteklenebilmesi için ise,
31 Aralık 2005 tarih ve 26040
sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 622 sayılı EPDK Kurul Kararı’nın 1.Maddesinin
(A) (a) bendinde geçen “kullanım yerinde yapılan kontrol” ifadesinin de yeni şartlara uygun olarak
güncel halde düzenlenmesi dağıtım şirketlerinin elini güçlendirecek bir
ihtiyaçtır.
Akıllı donanımlara
sahip olmak tek başına bir anlam ifade etmemektedir, önemli olan sahip olunan
akıllı donanımları ve organizasyonu akıl’la yöneterek sonuç almaktır. Bu
başarı, uygun bir strateji ile zor olan şartlarda da başarı sağlamanın mümkün
olduğunu göstermiştir.
Coşkun Tezel
coskuntezel44@gmail.com