Bir
Elektrik dağıtım şirketi, kaçak elektrik kullandığını iddia ettiği müşterisine özrü
kabahatinden büyük bir yazı göndererek bilgilendirmiş,
“…kaçak elektrik kullanımı yasalar karşısında
bir suç olup, vicdani olarak da kul
hakkına girilmesi anlamına gelir” diye, açıklamaya muhtaç bir metinle
başlayan,
Tüketiciye gönderilen yazı “Tüketici
Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. Ve 27. Maddesi kapsamında yapılan ön tespitler sonucunda şahsınız/İşletmeniz adına 30. Madde
kapsamında hesaplanan aşağıdaki yazılı bedeli……” diyerek devam ediyor.
Açıklamada zikredilen 26.maddenin;
2. fıkrasında “……kaçak
elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya
rastlanılması halinde bu Bölüm uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak
tespit süreci başlatılır.”
3.paragrafında
ise, “ Kaçak elektrik enerjisi
tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve
belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.
Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi
kullanımının tespiti gereklidir.” İfadesi herhangi bir açıklamaya ihtiyaç
duymayacak kadar net olarak ifade edilmiştir.
Buna
göre, hiçbir dağıtım şirketi ön tespite dayanarak, tüketiciye kaçak elektrik
kullanımı işlemi yapamaz. 30.madde hükümlerinin uygulanabilmesi için işlemin
mutlaka doğru bilgi ve belgeye dayandırılması şarttır.
Şirket
ise ön tespit sonucu tüketiciye kaçak elektrik işlemi yaptığını itiraf ederek
kendi suçunu sabit hale belirtmiştir.
27.Maddenin
c. Fıkrasında “…Ek-1 kaçak tutanağı düzenleneceği” belirtilmiş olmasına rağmen,
dağıtım şirketi ek-1 formu düzenlemiş olsa bile tüketiciye göndermemiş böylece
suçun işleniş şekli tüketiciye bildirilmemiştir.
Bilgilendirme
yazısının 3.Paragraftaki “şahsınız/işletmeniz” ifadesinden de anlaşılacağı
üzere bilgilendirme yazısı, kaçak elektrik işlemi yapılmış abonelere
gönderilmek üzere standart olarak yazılmış, yani şirket abonelerine kişisel bir
bilgilendirme yapmayı bile çok görmüş,
İfadenin
devamında ise abonenin,
Kanıt
ve belgelerle son ödeme tarihine kadar itiraz etmesi halinde itirazın
inceleneceği,
Yine
aynı açıklama metninin 4.paragrafında kanıt ve belgelerin itiraz müracaatında
ibraz edilememesi halinde ise itirazın değerlendirmeye alınmayacağı ifade
edilmiştir.
Aşağıda
görülen belge ile abone sadece kaçak elektrik kullanımı ile suçlanmış,
kullanıcıya suçun işleniş şekli bilgi ve belgeler verilmemiştir.
Bu
durumda kullanıcının kendisini savunması beklenebilir mi, nasıl işlendiği belli
olmayan bir suçu işlemediğini savunmak mümkün müdür?
Kaldı
ki, suç’u isnat eden ispatla yükümlü iken, kullanıcıyı suç şeklini bilmeden
savunmaya davet etmek nasıl bir ruh halidir.
Şirketin
kendi tabiri ile (şayet “kul” tanımından, sadece kendilerine kul olmayı anlamıyorlarsa)
yaptığı uygulama (ister kul hakkı, ister insan hakkı olarak kabul edin)
sonuçlarına göre hakkın ihlali değil resmen gaspı gerçekleşmiştir.
Tüketici kaçak elektrik kullanmış da
olabilir, ama bu dağıtım şirketinin tüketici hakkında idam cezası anlamına
gelecek keyfi uygulamalar yapma hakkını vermez, yasa ve yönetmeliklerde
belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde idari yaptırımlarını yapma yetkisini
kullanarak işlemi sonuçlandırabilir.
Bırakın
kul veya insan hakkına girmeyi (ne demekse?) ihlalini veya gaspını, suçu isnat
edene ait olan suçu ispat yükümlülüğünü bile tüketiciye yüklemeye çalışmakla bir taraftan tüketici hakkı ihlal edilirken, diğer taraftan ön inceleme neticesinde tüketiciye kaçak elektrik işlemi uygulayarak suçunu itiraf etmiştir.
Coşkun
Tezel
coskuntezel44@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder